Pick a language and start learning!
Forming superlatives Exercises in Turkish language
Mastering the formation of superlatives in Turkish is a crucial step for any language learner aiming to achieve fluency. Superlatives in Turkish, much like in English, are used to express the highest degree of a quality among three or more subjects. However, the rules and structure differ significantly. By understanding and practicing these rules, learners can enhance their descriptive language skills and communicate more precisely and effectively.
In Turkish, superlatives are typically formed by adding the suffix "-en" or "-in" to adjectives, depending on vowel harmony. This suffix attaches to the root of the adjective, and in some cases, the word "en" (meaning "most") is placed before the adjective to indicate the superlative degree. It's important to note the nuances and exceptions in these rules, as they can vary with different adjectives. Through a series of targeted exercises, you will be able to familiarize yourself with these patterns, helping you to use superlatives naturally in your Turkish conversations.
Exercise 1
<p>1. Bu yılın *en soğuk* günü Aralık ayında oldu (superlative of "cold").</p>
<p>2. O, sınıfın *en başarılı* öğrencisidir (superlative of "successful").</p>
<p>3. Bu pastayı *en tatlı* yapan şey bol miktarda şeker kullanılmasıdır (superlative of "sweet").</p>
<p>4. Everest Dağı, dünyanın *en yüksek* dağıdır (superlative of "high").</p>
<p>5. Bu kitap, okuduğum *en ilginç* kitaplardan biri (superlative of "interesting").</p>
<p>6. Bugün hava, bu haftanın *en sıcak* günü (superlative of "hot").</p>
<p>7. İstanbul, Türkiye'nin *en kalabalık* şehridir (superlative of "crowded").</p>
<p>8. Onun *en sevdiği* renk mavidir (superlative of "favorite").</p>
<p>9. Bu köpek, gördüğüm *en büyük* köpek (superlative of "big").</p>
<p>10. Bu restoran, şehirdeki *en pahalı* restoranlardan biri (superlative of "expensive").</p>
Exercise 2
<p>1. Bu elbise *en güzel* elbise. (most beautiful)</p>
<p>2. Ayşe sınıfın *en çalışkan* öğrencisi. (hardworking)</p>
<p>3. Everest Dağı dünyadaki *en yüksek* dağdır. (high)</p>
<p>4. Bu köpek *en hızlı* koşandır. (fast)</p>
<p>5. Bu yemeği *en lezzetli* buluyorum. (delicious)</p>
<p>6. O, ekibimizin *en yetenekli* üyesidir. (talented)</p>
<p>7. Bu şehir, ülkedeki *en kalabalık* şehir. (crowded)</p>
<p>8. Ahmet bu yarışmada *en iyi* sonucu aldı. (good)</p>
<p>9. Bu kitap *en ilginç* hikayeyi anlatıyor. (interesting)</p>
<p>10. O, sınıfın *en zeki* öğrencisi. (intelligent)</p>
Exercise 3
<p>1. Bu sınıftaki *en çalışkan* öğrenci Ali'dir (most diligent).</p>
<p>2. Türkiye'nin *en yüksek* dağı Ağrı Dağı'dır (highest).</p>
<p>3. İstanbul, Türkiye'nin *en kalabalık* şehridir (most crowded).</p>
<p>4. Bu yaz yediğim dondurma *en lezzetli* dondurmaydı (most delicious).</p>
<p>5. O, bu işte *en deneyimli* kişidir (most experienced).</p>
<p>6. Bu film, izlediğim *en korkunç* filmdi (most terrifying).</p>
<p>7. Bu seneki kar yağışı *en yoğun* kar yağışıydı (heaviest).</p>
<p>8. Ahmet sınıfın *en uzun* boylu öğrencisidir (tallest).</p>
<p>9. Antalya, Türkiye'nin *en sıcak* şehirlerinden biridir (hottest).</p>
<p>10. Bu park, şehirdeki *en büyük* parktır (largest).</p>