Pick a language and start learning!

Using “kadar” Exercises in Turkish language

Students engaged in auditory language exercises.

Understanding the nuances of the Turkish language can be both exciting and challenging. One particular element that often intrigues learners is the use of "kadar." This versatile word serves various functions in Turkish, including as a preposition, conjunction, and an adverb. Mastering "kadar" is essential for expressing comparisons, extents, and limits effectively. Whether you're a beginner or looking to refine your skills, grasping the different contexts in which "kadar" is used will significantly enhance your fluency and comprehension. In Turkish, "kadar" can be translated to English as "as much as," "until," or "up to," depending on the context. For instance, when used to indicate a comparison, "kadar" can mean "as much as" or "as many as," such as in the sentence "O kadar kitap okudu ki" (She read as many books as). Additionally, "kadar" can denote a limit or extent, like in "Saat üçe kadar buradayım" (I will be here until three o'clock). By practicing with diverse examples and exercises, you'll become more adept at recognizing and applying "kadar" correctly in your Turkish conversations and writing.

Exercise 1

1. O kadar uzun boylu değil, ama *kadar* (comparison word). 2. Benim kadar hızlı koşamazsın. *Benim* (possessive pronoun). 3. Bu kitap, o kitap *kadar* ilginç değil (comparison word). 4. Sınavda beklediğim *kadar* zor sorular yoktu. (comparison word). 5. Onun kadar zeki birini *görmedim* (verb for seeing). 6. Yemek pişirmek, temizlik yapmak *kadar* zor değil (comparison word). 7. Ayşe'nin *kadar* güzel şarkı söyleyemezsin. (possessive pronoun). 8. Bu kadar büyük bir ev *görmedim* (verb for seeing). 9. O kadar yüksek sesle *konuşma* (verb for speaking). 10. O kadar erken *kalkmam* gerekmiyor. (verb for waking up).

Exercise 2

1. Ali'nin boyu Ahmet'in boyu *kadar* uzun. (Comparison of height) 2. Bu elbise o elbise *kadar* güzel. (Comparison of beauty) 3. Kitap okumak film izlemek *kadar* eğlenceli. (Comparison of enjoyment) 4. O, benim *kadar* hızlı koşamaz. (Comparison of speed) 5. Ayşe, sınavda Mehmet *kadar* başarılı oldu. (Comparison of success) 6. Bu yemek diğer yemekler *kadar* lezzetli değil. (Comparison of taste) 7. Senin *kadar* cesur birini tanımadım. (Comparison of bravery) 8. Onun arabası benim arabam *kadar* pahalı. (Comparison of price) 9. Bu ev, o ev *kadar* büyük. (Comparison of size) 10. Tatil yapmak çalışmak *kadar* önemli. (Comparison of importance)

Exercise 3

1. Bu elbise senin elbisen *kadar* güzel. (comparison) 2. O, senin *kadar* çalışkan değil. (degree of effort) 3. Film, kitap *kadar* etkileyici değildi. (comparison of impact) 4. Bugün dünkü *kadar* sıcak değil. (comparison of temperature) 5. Onun yaptığı yemekler benimkiler *kadar* lezzetli. (comparison of taste) 6. Bu araba diğerleri *kadar* hızlı değil. (comparison of speed) 7. O, senin *kadar* uzun boylu değil. (comparison of height) 8. Bu proje, önceki proje *kadar* zorlu. (comparison of difficulty) 9. O, senin *kadar* iyi bir arkadaş. (comparison of friendship quality) 10. Bu ev, diğer evler *kadar* büyük. (comparison of size)